bugün
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları12
- şu an hissedilen duygu10
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması11
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- anın görüntüsü17
- psikolog fiyatları8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- fenerbahçe10
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü22
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler18
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek12
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay11
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande9
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı23
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
entry'ler (129)
kafasının tam olarak nasıl durumda olduğunu çözemediğim,şahsna sorulduğunda kendisininde nasıl bir kafayla hareket ettiğini açıklayamadığı bir adet nihat doğan çıldırışıdır.çıldır nihat doğan hatta 'nihat bizi diskoya da götür'!yerine göre halk yalakası,yerine göre adam müsvettesi,yerine göre maçolar şahı ve yerine göre de milletvekili olma heveslisi nihat!yürü be nihat.
medyanın kullanması için piyasaya düşmüş olduğu her halinden belli olan,taraftara oynamayı çok basit bir şekilde meslek haline getirmiş bir değişik edep fukarası,kendi tabiriyle de dünyevi nefsiyattır.
'Ya yazık lan bu heriflere,olum bunlarda insan la onlarda sevinsin biraz durun söylemeyin gerçeği' gibi diyaloglara konu olan, trabzonspor maçının bitiş düdüğüyle sahaya inen fenerbahçeliler için kullanılan sıfattır.
bir akp saçmalığı.
hiç bir şey.
kullanıldığı yere göre anlam kazanan fonksiyonel sözcük.
atalarının yolunda giden 'çılgın türkler': dünyadaki tek süper güç olmaktan sıkıldık, evladımız olarak benimsediğimiz abd nin bitmek tükenmek bilmeyen para taleplerinden keyif almaz hale geldik, bu hafta sıkıntıdan avrupa birliğini dağıtıp önümüzdeki hafta tekrar toplayacağız dediler.
yeditepe üniversitesi hukuk fakültesinde borçlar genel hukuku derslerini veren melek yüce inanılmaz vize sonuçları ve sınav kağıtlarındaki çizdiği cevaplarla tanınmaktadır.her seye ve tüm saçma söylentilere rağmen melek yüce'nin çok iyi bir hoca ve insan olduğu konusunda hiç bir şüphe yoktur.
biz üç kişiydik ben keyfim ve kahyası gibi saçma esprilere sebep olan saçma cümle.
hani vardır ya adam adamdır olmasa da pulu, eşşek eşşektir atlastan olsa da çulu diye işte tam da bu sözü yansıtan; bir avuç kendini bilmezin başı olduğu söylenen bir şerefsizin ' sayın' olarak anılmasına karşı çıkan,adam gibi adamların sahip olduğu zihniyettir.
üniversiteyi kazanması durumunda bir ' halk kahramanı' olacağına kesin gözüyle bakılan kız tipinin arkasındaki adamın hayatıyla oynaması durumudur.yapma kızım etme kızım kaşar olursun kızım gurbet ellerde.
incitilmiş bir adamın gözlerinden akan ve her biri bir hayat kadar kıymetli olan, yitmişliğin yaşlarına verilen isim. işte bir örnek:
" Bu kez olmadı be, anlıyor musun bu sefer ki çalımın ne şanına ne gücüne yakışmadı! Hani nasıl derler; üzerinde güzel durmadı hayat anlıyor musun belki de bir numara büyük geldi! Su diye içilen kezzapmış meğer bilemedim! Bu kez gerçekten çok iyi oynadın, ne farkedebildim ne de hissedebildim... Ses ver kutlamalarına, ses ver de duyulsun cümle alem tarafından ses ver de sevinç yumakları oluşsun gözlerimin önünde canım tene hepten dar gelip sıkıp boğazını kurtulsun. Gözlerimi böyle kana bulayanlara tümden selam olsun bu gece, öyle bir gece ki son yıldızın da kaydığı yedi düvele duyurulsun!
Hangi ağıdı yakıp uğurlasam seni bilemedim, kaç bin damla gözyaşı karşılar gidişini meçhul... Bu meçhulluk terketmeden gökyüzünü benden dökülenler kurumamak üzere saçıldı etrafa! ilk kez bir 'keşke' yi karşılamak zor gelse de içime, içim sızlaya sızlaya el sallamak ve üstelik ayakta durabilmek ne kadar kolay olacaksa işte o kadar olacaktır göze ağır gelen güvensizlikler. Bir satırlık maceralarda ömür harcamaya çalışmak üzerine kurulu hayatlara karşı çıkışlarım bu yüzdendir belki de kimbilir. Sen yine de sus ama kimseler hiç bir şey duymasın, herkesin bildiğini ALLAH'tan saklama çabalarına destek gelir belki de YARADAN tarafından belli mi olur ya da en kırılgan yanına bir parmak bal çalıp, gözlerinden çocuksu yaşlar gelir gelmesine de bunların toplamı bir avuç şerefsiz sözüne eşit bile olmaz. Varsın olmasın... Yeter ki ihanetin esamesi bile okunmasın kirpiklerinde takılı kalan son yaşta, yeter ki insanlar anlasın neyin ne olduğunu hep sonradan olsa da! Yine akşamlar olur elbet, yine çalınır şarkılar kulağımıza, en içten sanılan duygularla kadehler kaldırılıp en yükseğe ahkamlar kesilir kayboluşlarda da kan donar en sıcak vakitlerde... Depremler olur haberin olmaz, yer öyle bir oynar ki yerinden ruhun duymaz! Sadece son bir şarkı fısıldanır kulağına, içinde garip bir intihar korkusu ölümden çok uzak da olsa, içinde hiç kovma isteği olmayan bir 'git' duyarsın tehtidler eşliğinde ve gülersin sadece, gülüşlerin can kırmızısı olunca arkana bile dönüp bakasın gelmediği an vurursun kendini yola. Dilinde bir garip şarkı dolanır durur bir süre 'siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz' ...
Hani gülerdik ya hep, şimdi bu yaman çelişkiyi anlamaya çalışmaktan öteye gitmiyor yollar. Böyle genzimi yakan sevinçlere ev sahipliği yapmaktansa, konuşmayan duvarları ufak bir tebessümle uğurlamak ya da kapının önünü hiç umursamadan süpürmek daha kabul edilesi geliyor. işte bu yüzden puslu bir akşamın en ortasına damga vurmak yerine gitmeyi seçenlerden olmayı akla yatkın bulup kaldırıyorum cismimi. Varsın kimse olmasın yanımda ya da kimse bir el uzatmasın en kötü anımda. Canımın yandığını bile bile, es geçilen duraklarda hep sonradan başıma gelen aklımı bırakmanın buruk sevinci içinde gülümserim bi kez daha... Seni tanımış olmanın gururu ve senden öğrendiklerim bir ömür yeter bana, vefa ederse ömrümüz hainlerin hiç olmadığı bir yerde, şayet yoksa eğer o kadar vaktimiz kovulacak olduğumuz cennette görüşmek üzere, ellerin hep baş üstünde hoşçakal. " dedirtebilecek kadar can yanığı sonunda ortaya çıkmış bir eser.
" Bu kez olmadı be, anlıyor musun bu sefer ki çalımın ne şanına ne gücüne yakışmadı! Hani nasıl derler; üzerinde güzel durmadı hayat anlıyor musun belki de bir numara büyük geldi! Su diye içilen kezzapmış meğer bilemedim! Bu kez gerçekten çok iyi oynadın, ne farkedebildim ne de hissedebildim... Ses ver kutlamalarına, ses ver de duyulsun cümle alem tarafından ses ver de sevinç yumakları oluşsun gözlerimin önünde canım tene hepten dar gelip sıkıp boğazını kurtulsun. Gözlerimi böyle kana bulayanlara tümden selam olsun bu gece, öyle bir gece ki son yıldızın da kaydığı yedi düvele duyurulsun!
Hangi ağıdı yakıp uğurlasam seni bilemedim, kaç bin damla gözyaşı karşılar gidişini meçhul... Bu meçhulluk terketmeden gökyüzünü benden dökülenler kurumamak üzere saçıldı etrafa! ilk kez bir 'keşke' yi karşılamak zor gelse de içime, içim sızlaya sızlaya el sallamak ve üstelik ayakta durabilmek ne kadar kolay olacaksa işte o kadar olacaktır göze ağır gelen güvensizlikler. Bir satırlık maceralarda ömür harcamaya çalışmak üzerine kurulu hayatlara karşı çıkışlarım bu yüzdendir belki de kimbilir. Sen yine de sus ama kimseler hiç bir şey duymasın, herkesin bildiğini ALLAH'tan saklama çabalarına destek gelir belki de YARADAN tarafından belli mi olur ya da en kırılgan yanına bir parmak bal çalıp, gözlerinden çocuksu yaşlar gelir gelmesine de bunların toplamı bir avuç şerefsiz sözüne eşit bile olmaz. Varsın olmasın... Yeter ki ihanetin esamesi bile okunmasın kirpiklerinde takılı kalan son yaşta, yeter ki insanlar anlasın neyin ne olduğunu hep sonradan olsa da! Yine akşamlar olur elbet, yine çalınır şarkılar kulağımıza, en içten sanılan duygularla kadehler kaldırılıp en yükseğe ahkamlar kesilir kayboluşlarda da kan donar en sıcak vakitlerde... Depremler olur haberin olmaz, yer öyle bir oynar ki yerinden ruhun duymaz! Sadece son bir şarkı fısıldanır kulağına, içinde garip bir intihar korkusu ölümden çok uzak da olsa, içinde hiç kovma isteği olmayan bir 'git' duyarsın tehtidler eşliğinde ve gülersin sadece, gülüşlerin can kırmızısı olunca arkana bile dönüp bakasın gelmediği an vurursun kendini yola. Dilinde bir garip şarkı dolanır durur bir süre 'siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz' ...
Hani gülerdik ya hep, şimdi bu yaman çelişkiyi anlamaya çalışmaktan öteye gitmiyor yollar. Böyle genzimi yakan sevinçlere ev sahipliği yapmaktansa, konuşmayan duvarları ufak bir tebessümle uğurlamak ya da kapının önünü hiç umursamadan süpürmek daha kabul edilesi geliyor. işte bu yüzden puslu bir akşamın en ortasına damga vurmak yerine gitmeyi seçenlerden olmayı akla yatkın bulup kaldırıyorum cismimi. Varsın kimse olmasın yanımda ya da kimse bir el uzatmasın en kötü anımda. Canımın yandığını bile bile, es geçilen duraklarda hep sonradan başıma gelen aklımı bırakmanın buruk sevinci içinde gülümserim bi kez daha... Seni tanımış olmanın gururu ve senden öğrendiklerim bir ömür yeter bana, vefa ederse ömrümüz hainlerin hiç olmadığı bir yerde, şayet yoksa eğer o kadar vaktimiz kovulacak olduğumuz cennette görüşmek üzere, ellerin hep baş üstünde hoşçakal. " dedirtebilecek kadar can yanığı sonunda ortaya çıkmış bir eser.
tek kelime ile maho denilebilicek erkek.
ye, iç, böl, parçala, yut gibi adlandırılabilecek hareketler bütünü.
böylesi bir kız tek gece için dost başına, uzun süre için düşman başına dedirten kız türüdür.
Dünya üzerinde birçok kişi çocuğunun olması için yanıp tutuşurken, böylesine insanlıktan nasibini alamamış bir kadının yapmış olduğu akıl almaz hareket.
oyunculuk ve insanlığı birarada üzerinde taşıyabilmiş, gidişine bir türlü inanamadığım eşsiz sinema oyuncusu.mekanın cennet olsun kemal sunal.
hiç bir işte başarılı olmamamış fatih altaylı'nın, futbol üstadı fatih terim'e hakaret etmeye çalışması durumu! çok değil iki yıl önce arkasından demediğini bırakmadığı kanal sahibinin kanalında şu anda haber sunması da kendisinin karakterini ortaya koymakta.
Gündemden düşmenin verdiği şaşırmışlıkla ne yapacağını bilemeyen bir zamanların en iyi golcüsü ilhan mansız'ın buzda danstan sonra çıktığı komik ve izlenilebilirliği az olan televizyon programındaki son görevi.
2004 yılında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur. 2005 yılında Fransız Hükümetinin sağladığı 'excellence' bursu ile Montpellier Üniversitesi'nde başladığı 'Ticari Sözleşmeler Hukuku' alanındaki yüksek lisans eğitimini AB ve Türk Hukuku bakımından Franchising Sözleşmesinde Know-How başlıklı tez ile tamamlamıştır. Aynı yıl Montpellier Üniversitesi'nde 'Dağıtım Ağları(réseaux de distribution,distribution network)' konusunda başladığı doktora eğitimini halen sürdürmekte olan Şua, 2005 yılında Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku kürsüsünde araştırma görevlisi olarak göreve başlamış ve 20 Aralık 2010 Tarihi itibari ile Fransa Montpellier Üniversitesi'nde bugüne kadar alınmış olan en yüksek doktora derecesi ile doktorasını tamamlamış, doktor ünvanını almış ve Türkiye Ticaret Hukukunda nasıl büyük bir profesör ve hukuk adamı olacağının ilk sinyallerini vermiştir. DR Mehmet Şua halen yeditepe üniversitesi ticaret hukuku anabilim dalında öğretim üyeliği yapmaktadır.DR Mehmet Şua'nın tüm bu akademik özelliklerinin yanında herkesin tam olarak bilmediği fakat bilenlerin de hayran oldukları dost, sırdaş ve yol gösteren gibi yönleri de vardır ve takdire şayandır. yeditepe üniversitesi öğrencileriyle yaptığı halı saha maçlarından mehmet sua'nın sporcu kimliği olduğu da bilinmektedir.söylenenlere göre mehmet sua oyun stili ile bülent korkmaz'ın gençliğini anımsatmaktadır.
yayınlanan eserlerinden bazıları:
-L'environnement Juridique du Contrat de Franchise au Regard du Droit Communautaire et du Droit Turc, YÜHFD, II / 2, istanbul 2005.
- Franchise Sözleşmesinin Tanımına Yeni Bir Bakış, YÜHFD, IV/2, istanbul 2007.
Mehmet Şua'nın yayınlanmış çok sayıda isviçre Federal Mahkemesi karar çevirileri bulunmaktadır
yayınlanan eserlerinden bazıları:
-L'environnement Juridique du Contrat de Franchise au Regard du Droit Communautaire et du Droit Turc, YÜHFD, II / 2, istanbul 2005.
- Franchise Sözleşmesinin Tanımına Yeni Bir Bakış, YÜHFD, IV/2, istanbul 2007.
Mehmet Şua'nın yayınlanmış çok sayıda isviçre Federal Mahkemesi karar çevirileri bulunmaktadır